30 Eylül 2007 Pazar

80'LERDE OKÇU'DA ÇOCUK OLMAK

Seksenli yıllarda Okçu'da çocuk olmak demek;

-Gaz lambasıyla ders çalışmak demek
-Siyah beyaz televizyonu aküyle izlemek demek
-Sokakta çember çevirmek, çemberin elde tutulan demirine patlak ağaçtan sap yapmak
-Sapagoz'da, Çağlak'da, Yokarıbayça'da yüzmek
-Çallık'ta veya Çalarman'da futbol oynamak, Halıban'a yenilmek demek
-Ortaokulda parktaki çamların dibini çapalamak, ilkokulun arkasına ağaç dikmek
-Gece yarılarına kadar tutmaca-kurtarmaca oynamak, son turda herkes seni ararken eve gidip uyumak demek
-Hızlı gobdiren (dörtnala giden) bir eşeğe sahip olabilmek, diğer çocukları geçmek için eşeğin önüne babadan gizli arpa vermek
-Akşamları postayı (Arabacı Haydar)beklemek, Çallık'ta görününce 'Posta geliyor'diye bağırarak kavenin önüne koşmak
-Cumartesi günleri Kara Şimşek'i izlemek, dizi bitince kuzuları yaymaya götürmek
-Kuzuları diğer çocukların kuzularıyla karıştırmak, hava kararınca öze, bahçelere sokmak demek
-Şuayp ayakkabısı giymek, ayağı vurunca kenarını kesmek demek
-Harmanyerinde atların çektiği dövene binmek, delicelerin üstünde köşe kapmaca oynamak
-Salatalık toplamaya gitmek, salatacıya zalatacı demek, herkesin bir zalatacısı olması demek, Mesela Selçuk'un zalatacı, Turan'ın zalatacı
-PTT odasına kulüp demek, kulüpte Yanbir, pişti, okey oynayabilmek demek
-Gece sokakta Aydın Hoca'dan kaçmak ama sonunda yakalanmak, ceza olarak kömür taşımak demek
-23 Nisan ve 19 Mayıs bayramlarında sandalyenin üstünde şiir okumak, yanyana dizilerin sıraların üstünde piyes oynamak
-Okulda öğlen yemeğine gelip gitmek
-Sait Hoca, Necdet Hoca, Nadide Hoca, Aydın Hoca, Hüseyin Hoca, Şerafettin Hoca, Fikret Hoca, Ahmet Hoca, Harun Emmi, Yakup Emmi demek
-Dene beklemek, harmanyeri beklemek, bentte su beklemek, kış akkşamları davarı beklemek, karpuz tarlası beklemek, biçer beklemek, çerçici beklemek
-Çuval ağzı açmak demek
-Öze yol yapan dozeri seyretmek
-Bayramda kaba şeker verenlere gitmemek, kağıtlı şeker verenlere üç kere beş kere gitmek
-Ve malesef bayramlarda sigara içmek demek
-Sülu'nun Ahmet'den soğuk kola almak, Tahsin'den kader çekmek, Sayit'den mantar tabancası almak kızkaçıran, torpil, füze, çatpat gibi bilimum patlayıcıları temin etmek demek
-80'li yıllarda Okçu'da çocuk olmak güzel şey demek...Bülent


Kelemlikte pis yedili oynamak, tenekeden ok yapmak, harman yerine telisten kahvehane yapmak demek (Ali Osman)

...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Selamlar
Aslında; barajla da kuraklıkla da alakalı olmasa da Yinede OKÇU ile alakalı bir şeylar okumak öğrenmek güzel şey.
Şimdi siz isminizi yazmamışsınız , aslında yapıma ters olsada bende yazmayacağım.Çünkü isimsiz yazıya isimsiz yorum yazmak sanırım pek mantıksal değil.
Size ; her kimseniz dediğim gibi bu blog'un başlığına ve amacına uygun olmasada bu harika derlemeniz için sonsuz teşekkürler.
OKÇU'lu olmak güzel şey be kardeşim.Bir de şu dayanışma ve birlik olabilme becerisini gösterebilsek.

Tüm OKÇU lu kardeşlerime saygılar.Hepinizi çok seviyorum. Birlik olun bee... Birlik olan yerde dirlik olur.Su olur, hayat olur.Bolluk olur kardeşlik olur.

Adsız dedi ki...

Kim olduğum, kimlerden olduğum, kimin akrabası olduğum önemsiz. Zaten herkes hısım. Önemli olan Okçulu olmak değil mi. Bizim ortak değerlerimiz var. Bizi birleştiren ortak değerler. Bu ortak değerleri ön plana çıkarıp Okçulu paydasında birleşmek öncelik olmalı. Aslında çok küçük bir grubuz. Kimlikleri, sülaleciliği kenara atarsak birlik daha kolay olabilir. O zaman da dediğiniz gibi hepimizin özlemi birlik olan yerde dirlik olur, su, hayat, bolluk, kardeşlik olur. Birbirine bağlı, güçlü bir Okçu Birliği her şeyi yapabilir.

Adsız dedi ki...

Canımın içi kardeşim; ben size ne kimlerden olduğunuzu,ne kimin akrabası olduğunuzu, sordum ;nede böyle bir hakkımın olduğunu düşünüyorum.Sülaleciliğin ne demek olduğunu şimdi sözlüğe bakarak sayenizde öğrendim.
zaten siz kim olduğunuzu söyleseniz dahi benim tanıma olasılığım çok zayıf.Zira Okçu'dan bağımı koparalı yıllar olmuş. internet sayesinde yeniden tanımaya başladım.
Benim isteğim sadece yazıyı yazanın yazdıklarının altına ismini yazması gerektiği inancından ibarettir.
Sizi rahatsız ettiysem özür diliyorum. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.değerlerine, geçmişine, sahip olan herkese saygılarımla.

Adsız dedi ki...

Bence de güzel yazmış, eline sağlık okurken o günlere döndüm gerçekten seksenli yıllar ne güzel günlermiş. Galiba Okçu'nun da maddi açıdan en iyi olduğu dönem ve kalabalık olduğu yıllardı. 3 kahve 5 bakkal vardı galiba, öğrenci doluydu okullar. Sosyal hayat vardı. Birden herkes terketti kimse geri dönmedi, çünkü şartlar çok bozuldu.Asgari ücretle çalışmayı tercih ettiler. Devlet çiftçiliği öldürdü, hayvancılığı bitirdi. Bu gidişle yirmi yıl sonra köy kalmayacak. Köyün tek kurtuluşu suyu. Onu bişey yaparsak Okçu yaşar Okçu'da hep duman tüter.

Adsız dedi ki...

merhaba dostlar internette dolşırkeen bu siteye rastladım üzelde olmuş ellerinize sağlık hazırlayanı çok iyi tahmin ediyorum eline sağlık bülent. geçenlerde okcudaydım kuzalıca gitim sanırım 10 yıl olmuş gitmeyeli keklik pınarı kesilmiş hiç akmıyo 10 yıl önce her deresinden su akardı ama şimdi sadece fındıklada ve halanın pınarda o da damlamadan az daha çok su kalmış eğer mevsimler böyle giderse umarım yanılırım okcuda susuzluk çekmeye başlayacak belkide ilçelere suyumuzu içme suyu olarak alacaklar düşünün beylikovaya en yakın su kaynağı sadece okcuda ve içme suyu olunca herşey boş olur bu nedenle suyumuza sahip çıkıp onu bağlamak gerekli duyarlı olduğunuz için teşekkerler herkes üstüne düşen görevei yaparsa okcu daha güzel olacağından hiç şüphem yok.

Adsız dedi ki...

Suya sahip çıkma uyarılarınız için teşekkürler gevenligoyak. Gerçekten içme suyu olarak suyumuzun götürülme tehlikesi olabilir. Melenliler koca Melen Çayı'nı nasılİstanbul'a kaptırdı ve şimdi ağlıyor bir şey yapamıyorlar.