31 Ağustos 2007 Cuma

Kuyu suyu devri bitti!

Eskişehir'den Kaymaz'a gelirken yakın zamanda yapılan beton sulama kanallarının yıkıldığını, orada kırık dökük öylece durduğunu görmüşsünüzdür. Çünkü o kanallar DSİ'nin yanlış planlamasıyla gelecek nesillerin son su kaynağı olarak saklanması gereken yeraltı suyuyla dolduruluyordu. Ve ne oldu biliyor musunuz, evet yeraltı suyu bitti. BİTTİ. DSİ de tehlikeyi farketti artık varolan yeraltı suları için de kullanma izni vermiyor. Yakın gelecekte sulu tarım genellikle akarsu kaynaklarıyla yapılacak.
Tamam köyümüzden büyük bir nehir akmıyor ama kendi kıraç arazilerini rahat sulayabilecek, devamlı bir su kaynağı olduğu biliniyor.
DSİ'yi kendi bakanlığına bağlayan Veysel Eroğlu, Melih Gökçek'e ağzının payını verebilen başarılı ve cesur bir su mühendisi. Şunu biliyoruz ki yeni sulama projeleri hazırlanıyor ve Okçu'nun o projelerin arasına katılabilmesi önemli. Bunu anlatalım ve şimdiden tartışalım.

OKÇU'YA BARAJ ÖNEMLİ, AĞAÇLANDIRMA DAHA DA ÖNEMLİ


Küresel Kuraklık ve Bize Düşen görevler

Öncelikle yaşamsal bir konu olan su sorunu ve buna bağlı olarak Okçu Köyü ne yapılması muhtemel baraj konusunu ele aldığınız ve internet ortamına taşıdığınız için sonsuz teşekkürler.
Okçu Köyü’ne baraj yapılmalı mı ? sorusunu gündeme getirdiğimizde öncelikle baraj yapılmasını gerektiren koşulların oluşup oluşmadığını irdelemek gereklidir.Bunun için de konunun çok değişik boyutları olduğu kaçınılmazdır. Ne yazık ki baraj yapımının bu derece geçikmiş olması da bu nedenlerdendir. Bunlardan çok önemli ikisi Ekonomik ve siyasaldır.Ne yazık ki siyasilerimiz her şeye olduğu gibi insan hayatında kutsal saydığımız maddelerden olan suya da sosyal açıdan değil de ekonomik baktıklarından bu güne değin bu konuda yeterli mesafe katedilememiştir. Yani resmi erkanın bakış açısı; Okçu Köyüne baraj yapılmasının ekonomik olmadığı , yapılan masrafın hiçbir zaman karşılanamayacağı şeklindedir.Bu düşünce yapısını şu örnekle açıklayabiliriz. Hastaneye alınacak bir cihazın o hastaneye ne kadar kar getireceği hesaplanır.Halbuki o cihazın kaç hastayı sağlığına kavuşturacağı pek düşünülmez.Çünkü özel hastaneler kar amaçlı kurulduğundan onların için öncelik kar dır.
Bizler olaya ekonomik ve siyasal değil de sosyal bir olay olarak bakmak ve baraj inşa etmenin bölge insanına , doğasına getirisinin ne olacağını düşünmek zorundayız.

BARAJ ÖNCELİKMİDİR?

Baraj inşa etmeyi düşünmeden önce baraj için olmazsa olmaz olan SU yu düşünmemizin daha gerçekçi olacağı kanısındayım. Zira suyu olmayan baraj baraj değildir. Öyleyse su konusunda bazı bilgileri hatırlayalım isterseniz.

SUSUZLUĞUN SORUMLUSU DOĞA MI ?

Uzmanlara göre kuraklığa yol açan etmenler şunlardır
1 ) kuru iklim
2 ) Kuraklık ( Kuru dönemlerin sıklığı )
3 ) çölleşme ( erozyon, ormansızlaşma , aşırı otlama )
4 ) Su stresi ( yüksek nüfus, aşırı su talebi )
5 ) çevre tahribatı ( su havzalarının amaç dışı kullanımı, kaynakların kirletilmesi, küresel iklim değişimi )
Diğer yandan Devlet meteoroloji işleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı rapora göre ülkemiz yarı kurak bir iklim kuşağındadır . Raporda yağışlardaki azalmada iç Anadolu bölgesi yüzde 22 azalma ile ilk sıralardadır.Türkiye genelindeki yağış azalması ise yüzde 17 civarındadır.

Sonuç:

Yukarıdaki bilgiler ve veriler incelendiğinde Okçu Köyü’nün de yakın bir gelecekte küresel kuraklıktan fazlaca etkileneceği bir gerçektir. Önlemlerimizi şimdiden almazsak çok vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bu önlemlerden birisi hiç kuşkusuz baraj inşasıdır. Ama daha da önemlisi ağaçlandırma çalışmalarına acilen başlanması , tüm Okçu Köyü merasının ağaçlandırılmasıdır. Zira suyun ve yaşamın kaynağı ormandır.
Bu yıl yapılan ve bence gayet başarılı olan yaz buluşması şenliklerini ağaç dikme bayramına dönüştürerek kaval havasını diktiğimiz ağaçların gölgesinde oynamamızın daha yararlı olacağı kanısındayım.

Öneri:

Okçu köyü Muhtarlığı ve Köy halkının ortaklaşa belirleyeceği bir alanın tahsis edilmesi. Okçu Köyü derneğince proğram yapılarak , organizasyonun sağlanması . Şenliklere gelen sayın hemşehrilerimiz ve misafirlerimize de duyuru yapılarak herkesin en az bir çam fidanı getirmesinin sağlanması .Topluca tahsis edilen araziye gidilerek fidanların dikilmesi sağlanmalıdır. Bu faaliyetin rutin hale getirilerek her yıl gerçekleştirilmesi halinde barajın dolacağı , suyumuzun akacağı kaval havasının daha neşeli çalacağı inancındayım.
Saygılarımla.
Süleyman KAVAK skavak@ttnet.net.tr

30 Ağustos 2007 Perşembe 20:44

(NOT:Süleyman Bey'in, yorum olarak yazdığı bu yazısının bir bölümünü kendisinden izin almadan ana sayfaya koymamızı anlayışla karşılayacağını umut ediyoruz. Yazının tamamı önceki yazının yorum bölümündedir. Sizlerin de yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyoruz.) Yeniden Okçu Barajı Girişimi

24 Ağustos 2007 Cuma

Halilibram Çavuş anlatıyor


En uygun yer Sapagoz ve Dayısıkolu dereleri

1968 yılında benim muhtarlığımda geldiler ilk defa baraj için. Karataş mevkiinde aktoprak arasında yapılması düşünüldü. O zaman baraj gölünün yukarı değirmenin (Arpalık'daki eski değirmen) çarkevine kadar geleceği, bu barajdan 6 köyün yararlanabileceği söylendi. (Okçu, Halilbağı, Kızılcören, Doğray, İmikler, Erten) Baraj gölü altında kalacak tarla sahiplerine istimlak bedeli vermeden yapılması düşünüldü.
Tabi buna haklı olarak başta özde tarlası olanlar ve tüm köy karşı çıktı. Bu yüzden bu proje gerçekleşemedi. Sonra 90'lı yıllarda Topalın Dere denen Hebib'in ağılın önündeki yer uygun görüldü. Sadece bizim köyün kıraç arazisi için sulama yapılacak bu proje tüm köy tarafından kabul gördü. Ilıpınar'ın 9 ay boşa akan suyu kapalı şebekeyle götürülüp dökülecekti. Sondajlar da yapılmıştı. Projesi hazırlanmıştı. Gelen her hükümet ödenek ayırma işini sonraki hükümetlere bıraktı. Suyu çok ve göleti büyük olacağı için Kızılcören ve Halilbağı göletleri gibi hemen yapılıvermedi.
Bu yıl 22 Temmuz seçimlerinden önce DSİ yetkilileri yine köyümüze geldi. Sapagoz mevkiini gölet için uygun gördü. Hatta Sapagoz ile birlikte bir küçük göletin de Dayısı Kolu denen dereye yapılması konuşuldu. Böylecek hem hiç su altında verimli tarla kalmayacak hem de özün başında olduğu için (cazibe yoluyla)hem öz hem halıbangırı hem de Sivriardı daha ucuz sulanacak.Köyden buna karşı çıkan olmadı ama gidip te dilekçe vermek, sürekli görüşmek lazım. Kendi kendine gelip kimsenin yapacaa yok.

12 Ağustos 2007 Pazar

Çölleşme Haritası


Türkiye çölleşiyor, suyumuz şimdi daha kıymetli




Okçu Barajı'nın 1960'lı yıllardan itibaren başlayan serüveni gerek hükümetlerin isteksizliği, gerek köylünün karasızlığı yüzünden bugüne kadar sürüncemede kaldı. Halilbağlı hemşerilerimizi gerçekten tebrik etmek lazım. Suyu olmayan dereye (sağdaki fotoğraf Halilbağı Göleti) gölet yaptırmayı başardılar. Tabi devlet yetkilileri zaman zaman Okçulular'ı da muhatap almış. Kaymakam, gölet konusuyla ilgili konuşmak için köyden çağırdığı bir heyetle toplantı yapmış, peki ne için: Okçu'nun suyunu Halilbağı göletine vermeye ikna etmek için. Okçu göleti ya da barajıyla ilgili toplantı yapılmıyorsa bu Halilbağı'nın kabahati değil tabi. İliklerimize işlemiş kaygısızlığımızın sonucu. Toplu hareket edersek şartların değişebileceğine inanırsak suyun hakkını veririz. Dedelerimiz de o suyun başını yüzyıllardır boşuna beklememiş olur.

Okçu Barajı'nın 50 yıllık serüveni

Dünya susuzluk çekerken, çevremizde hiç bir yerde bu kadar çok temiz su yokken, insanlar suyu olmayan derelere lobicilikle gölet yaptırabilirken, Okçu'nun makus talihini değiştirecek, fakirlikten kurtaracak, topraklarının değerini kat kat artıracak, katma değeri yüksek ürünler ekilmesini sağlayacak, zenginlik ve refah getirecek Okçu Barajı (veya göleti) yıllardır yapılamıyor. Daha kaç nesil, su akarken arkasından bakacak. Geçen onlarca hükümetle birlikte kendi ilgisizliğimizin de katkısıyla barajını yaptıramayan, suyunu kullanamayan, hakettiği değere kavuşamayan insanlar olduk. Artık tamam. Okçu'ya baraj yapılması için elimizden gelen her çalışmayı göstermenin zamanı geldi. Buradaki değeri yetkililere, ilgililere , ilgisizlere anlatmanın zamanı.